DOLAR

40,2605$% 0.13

EURO

46,7434% 0.12

STERLİN

53,9764£% 0.26

GRAM ALTIN

4.321,42%0,57

BİST100

10.219,48%-0,06

BİTCOİN

4784426฿%1.68037

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Devrimcilikten Değnekçiliğe CHP Genel Başkanlığı!

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) devrimci köklerinden doğan misyonu, Türkiye’nin çağdaşlaşma, laikleşme ve demokratikleşme sürecinde tarihi bir rol üstlenmiştir.

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Cumhuriyeti biz kurduk, onu yaşatacak olan sizlersiniz” sözüyle vurguladığı gibi, bu misyona sadık kalmak, CHP liderlerinin en önemli sorumluluğu olmalıdır. Ancak, son dönemde CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in sergilediği tavır, partinin kurucu ilkelerinden sapmanın açık bir göstergesidir.

Devrimci Duruşun Erozyonu: Atatürk’ten Uzaklaşma

Atatürk’ün, “Bağımsızlık benim karakterimdir” diyerek her türlü dış etkiden ve vesayetten uzak bir Türkiye idealiyle devrimci bir siyaset inşa ettiği ortadayken, Özgür Özel’in bu çizgiden saparak iktidarın değnekçisi pozisyonuna düşmesi, CHP’nin temel ilkelerine ihanet niteliğindedir. Meclis’in açılışında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ayakta karşılama tavrı, Özel’in iktidarın sembolik otoritesine boyun eğdiğini ve Atatürk’ün bağımsızlık mücadelesini bir kenara bıraktığını gösterir. Bu durum, siyasi etik ve devrimci ilkeler açısından bir meşruiyet krizidir. Atatürk’ün “Hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir” anlayışını yıpratan bu davranış, partinin kurucu iradesine yönelik bir aymazlık örneğidir. Halkı, halkın kendisini perişan edenle korumaya çalışmak, Erdoğan’a olan sevgisiyle kazanmaya çalışmak ancak bir akıl tutulmasıdır. 

Siyasi Magazin ve Popülist Söylemler

Özgür Özel’in söylemlerine baktığımızda, ülkenin derin ekonomik krizine, demokrasi ve hukukun üstünlüğü konusundaki gerilemelere dair yapıcı bir tartışma görmek yerine, yüzeysel siyasi magazin söylemleriyle gündemi doldurduğunu görüyoruz. Türkiye’nin, adeta bir sosyo-ekonomik kaosun içine sürüklendiği ve toplumsal buhranın giderek derinleştiği bir dönemde, CHP Genel Başkanı’nın gündemi manipüle eden popülist söylemlere yönelmesi, ciddi bir siyaset boşluğuna işaret ediyor.

Özel, parti içi tartışmaları ve sözde seçim stratejilerini sürekli öne çıkararak, esasen Türkiye’nin temel meselelerini, örneğin eğitimde fırsat eşitsizliği, hukuk sistemindeki çöküş ve gelir adaletsizliğini, işçi cinayetleri, devlet ve hükümet eliyle yapılan yolsuzlukları ve köle düzeni gibi konuları konuşmaktan kaçınıyor. Bu tutum, halkın gerçek sorunlarına değinmeyen bir liderlik anlayışının dışavurumudur. Atatürk’ün, “En hakiki mürşit ilimdir” düsturunu benimsemiş bir partinin, ülkenin temel meselelerine bilimsel, entelektüel ve yapıcı çözümler üretmek yerine, gündemi magazin söylemleriyle doldurması utanç vericidir.

Yumuşama Politikası: AKP’nin Dolaylı Destekçisi

En vahim nokta ise Özgür Özel’in “yumuşama politikası” adı altında yürüttüğü AKP’ye dolaylı destekçi bir çizgiye savrulmasıdır. Bugün Türkiye’de, iktidar partisi AKP’nin içinde dahi ciddi çatlaklar yaşanmakta, pek çok eski AKP’li, partinin otoriterleşmesinden ve halk üzerindeki baskılarından rahatsızlık duymaktadır. Bu insanlar, AKP’nin yarattığı zulümden bizzat etkilendikleri için, partiden kopmaktadırlar. Ancak, Özel’in liderliğinde CHP, bu kopuşları ve halkın taleplerini görmezden gelerek AKP’nin dayattığı siyasi atmosferin bir parçası haline gelmektedir.

CHP’nin yumuşama politikasını bir başarı olarak sunmak, AKP’nin otoriter rejimine meşruiyet kazandırmaktan başka bir anlam taşımamaktadır. Atatürk’ün “Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir” sözünü unutan bir CHP, AKP’nin gölgesinde hareket eden bir muhalefet olarak varlığını sürdürmeye mahkumdur.

Psikolojik ve Sosyolojik Analiz

Özgür Özel’in liderliğinde CHP’nin bu yönelimini psikolojik ve sosyolojik açıdan da değerlendirmek gerekir. Siyasal liderlik, bireyin bilinçli ya da bilinçsiz yönlendirmeleriyle kitlelerin duygu dünyalarını şekillendirir. Özel’in pasif ve uzlaşmacı söylemleri, halkın direniş ve mücadele ruhunu zayıflatmaktadır. Bu durum, halkın iktidara karşı gösterdiği tepkileri pasifleştiren bir etki yaratmakta, toplumsal muhalefeti zayıflatmaktadır. Şu meşhur kurbağa “deneyi” bunun en nesnel açıklamasıdır. 

Sosyolojik olarak ise CHP’nin bu tutumu, halkın taleplerine karşı duyarsızlaşan bir elitist siyasetin göstergesidir. Parti, giderek daha fazla tabandan kopmakta ve ülkenin geniş halk kitlelerinin taleplerine karşı sağırlaşmaktadır. Bu kopuş, toplumsal kutuplaşmayı daha da derinleştirmekte ve CHP’nin, halkın partisi olma iddiasını yerle bir etmektedir. Atatürk’ün “Milletin bağımsızlığını yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” sözünden yola çıkarak, halkın iradesine dayanmayan bir CHP’nin başarı şansı kalmadığını vurgulamak gerekir.

Ne Yazık ki!

Özgür Özel’in CHP liderliği, Atatürk’ün devrimci mirasına, bağımsızlık ve özgürlük ilkelerine ciddi bir darbe niteliğindedir. Özel’in iktidara yanaşan tutumu ve popülist söylemleri, ülkenin temel meselelerine dair derin bir kayıtsızlık sergilemektedir. CHP’nin AKP ile aynı zemin üzerinde yürümesi, halkın gerçek sorunlarını unutarak siyasi magazinle vakit kaybetmesi, partinin misyonunu ve varlık nedenini sorgulatmaktadır. Atatürk’ün devrimci duruşuna uymayan bir liderlik, Türkiye’nin geleceğini aydınlatamaz. Özgür Özel, halkın ve partinin devrimci ruhunu yeniden canlandırmak yerine, partiyi karanlık bir siyasi uçuruma sürüklemektedir.

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

HIZLI YORUM YAP