Amerikan Kızılderili, Avustralya Aborjin, Anadolu Alevi İnançı Piramitlerin Ortak Manevi Kökleridir

İnsanlık tarihinin derinliklerine bakıldığında, farklı coğrafyalarda, birbirinden uzak topluluklar arasında önemli manevi ve kültürel paralelliklerin bulunduğu görülmektedir.

Amerikan Kızılderili, Avustralya Aborjin ve Anadolu Alevi inançları gibi doğayla uyumlu yaşam ve atalara saygı üzerine kurulmuş sistemler, bu köklü bağlantının örneklerinden sadece birkaçıdır. Bu kültürlerin inanç sistemlerinde yer alan ortak semboller, ritüeller ve manevi uygulamaların yanı sıra, tüm dünyada belirli bir paralel üzerinde inşa edilen piramitler de benzer bir kökenin izlerini taşır.

Piramitlerin inşa edildiği yerlerde bulunan semboller, özellikle Alevilikle bağdaştırılabilecek bazı simgeler ve düşünce sistemlerini yansıtmaktadır. Aynı zamanda, dünya üzerindeki piramitlerin belirli bir hizalanma içinde olmaları, insanlık tarihinin ortak bilinç ve manevi arayışlarının bir göstergesi olabilir. Bu yazımda, piramitlerin inşasının ve bu yapılarla Alevi kültürü arasındaki olası ilişkilerin izlerini süreceğiz.

Piramitlerin Evrensel İnşası ve Paralel Üzerindeki Konumları

Dünya üzerindeki birçok büyük piramidin, Mısır, Orta Amerika ve Çin’de bulunanlar gibi aynı enlem üzerinde inşa edilmiş olması, tarih boyunca büyük bir merak uyandırmıştır. 30. Kuzey Enlemi bu yapıların yoğunlaştığı en önemli hatlardan biridir. Bu paralel, Mısır’daki Büyük Giza Piramidi, Çin’deki Xian Piramitleri ve Meksika’daki Teotihuacan Piramidi gibi yapılarla dikkat çeker. Bu hizalanmanın rastlantısal olmadığına dair teoriler, dünya genelinde eski uygarlıkların, ortak bir manevi ya da astronomik anlayışla hareket etmiş olabileceğini düşündürmektedir.

Bu yapıların, antik toplumların kozmolojik anlayışlarını, doğayla ve evrenle kurdukları derin bağları simgelediği ileri sürülmektedir. Toplumlar, bu yapılarla sadece fiziksel değil, aynı zamanda ruhsal bir dünyaya geçişin kapılarını açmayı amaçlamışlardır. Alevilik, Amerikan Kızılderili ve Aborjin inançlarında olduğu gibi, piramitler de bir tür “kutsal mekan” olarak görülmüş ve doğayla uyum içinde, ataların ruhlarıyla bağlantı kurma aracı olmuştur.

Piramitlerde Alevi Kültürünün Simgeleri

Alevi inancında yer alan bazı semboller, dünya üzerindeki piramitlerde de görülmektedir. Bu, ortak bir manevi kültürün izlerini taşıdıklarını düşündürtebilir. Keza aynı şekilde araştırmacı Yazar Kazım Mirşan‘ın ifade ettiği gibi en eski yazılı abidelere ve tabletlere bakıldığında görülün olay ve sembolizmin, bugün Anadolu’da yaşayan Alevi kültürünün deyişlerinde ve semahlarında kullanıldığını, inançsal ritüellerde kullanılan sembollerinin tamamının, piramit ve yazıtlarda da görüldüğünü fark edebiliriz. Bu kutsal semboller hala “bugün sadece” Anadolu Aleviliğinde kullanılmaktadır ve başka hiçbir din din veya inanış tarafından kullanılmamaktadır. 

Doğa ve Atalarla Bağlantı

Piramitlerin inşa edildiği yerlerin çoğunda, bu yapıların doğanın bir parçası olarak kabul edildiği, hatta bazen doğanın bir devamı olarak inşa edildiği görülür. Mısır piramitleri, Nil Nehri’nin doğurganlığıyla ilişkilendirilmiş ve piramitlerin gökyüzü ile yeryüzü arasında bir köprü işlevi gördüğüne inanılmıştır. Aynı şekilde, Teotihuacan piramitleri de güneş ve ay ile bağlantılıdır. Bu, Kızılderili inançlarında güneş ve ayın kutsal kabul edilmesiyle de doğrudan paralellik gösterir.

Aborjin inançlarında doğanın kutsallığı ve atalarla olan ruhsal bağ, piramitlerin inşa edildiği toplumların da temel inançlarından biri olarak görülür. Bu yapılar, hem yerel halkın atalarını onurlandırmak hem de ruhsal bir rehberlik almak amacıyla inşa edilmiştir. Piramitler, hem fiziksel dünyada hem de ruhsal dünyada atalarla kurulan bir köprüdür.

Alevilikte de doğaya saygı ve atalara bağlılık önemlidir. Piramitlerin doğayla bütünleşmiş bu yapısı, Alevilikteki doğa unsurlarının kutsallığına ve insanın doğayla olan derin bağlarına atıfta bulunabilir. Alevilikteki Hakk’a Yürüme Erkanı, ataların ruhlarıyla buluşmayı ve onları onurlandırmayı içerir. Piramitlerde de benzer bir şekilde ölen liderlerin ya da kralların ruhlarına saygı gösterilmiş, bu yapılar onların ebedi yaşamlarının birer sembolü olmuştur.

Ortak Kökler ve Evrensel Bilinç

Dünya üzerindeki farklı kültürlerde görülen piramitlerin ve sembollerin, insanlık tarihinin ortak bir ruhsal kaynaktan beslendiğini gösteren izler taşıdığı söylenebilir. Amerikan Kızılderili, Avustralya Aborjin ve Anadolu Alevi inançları, her ne kadar farklı coğrafyalarda gelişmiş olsa da, insanın doğayla, evrenle ve atalarla kurduğu derin bağları yansıtır.

Bu bağlamda, piramitler de aynı manevi anlayışın fiziksel bir yansıması olarak kabul edilebilir. Piramitler, insanın evrendeki yerini, kozmik düzeni ve ruhsal yolculuğunu temsil ederken, bu yapılar etrafında şekillenen inançlar da doğayla ve atalarla olan derin manevi bağları simgeler.

İnsanlığın Kutsal Bağı

Amerikan Kızılderili, Avustralya Aborjin ve Anadolu Alevi inançları, insanın doğayla ve atalarla olan bağını, animist bir anlayışla derinlemesine ele alır. Aynı şekilde, dünya üzerindeki piramitler de insanın bu manevi arayışını, doğayla ve evrenle olan ilişkisini yansıtan yapılar olarak karşımıza çıkar. Piramitlerin dünya genelinde aynı paralel üzerinde bulunması ve bu yapıların içerdiği semboller, insanlığın ortak bir ruhsal kökten beslendiğini gösteren güçlü kanıtlar sunmaktadır.

Bu yapıların her biri, hem Alevi kültüründeki ruhani öğretilerle hem de Kızılderili ve Aborjin inançlarının doğaya dayalı manevi yapısıyla örtüşen birer sembol olarak karşımıza çıkar. İnsanın doğayla uyum içinde yaşama ve evrenin sırlarını keşfetme arzusu, bu kültürlerde derinlemesine işlenmiş ve piramitler bu yolculuğun fiziksel bir yansıması olarak insanlığın ortak mirası haline gelmiştir.