DOLAR

40,2605$% 0.13

EURO

46,7434% 0.12

STERLİN

53,9764£% 0.26

GRAM ALTIN

4.321,42%0,57

BİST100

10.219,48%-0,06

BİTCOİN

4784426฿%1.68037

İmsak Vakti a 02:00
İstanbul AÇIK 31°
  • Adana
  • Adıyaman
  • Afyonkarahisar
  • Ağrı
  • Amasya
  • Ankara
  • Antalya
  • Artvin
  • Aydın
  • Balıkesir
  • Bilecik
  • Bingöl
  • Bitlis
  • Bolu
  • Burdur
  • Bursa
  • Çanakkale
  • Çankırı
  • Çorum
  • Denizli
  • Diyarbakır
  • Edirne
  • Elazığ
  • Erzincan
  • Erzurum
  • Eskişehir
  • Gaziantep
  • Giresun
  • Gümüşhane
  • Hakkâri
  • Hatay
  • Isparta
  • Mersin
  • istanbul
  • izmir
  • Kars
  • Kastamonu
  • Kayseri
  • Kırklareli
  • Kırşehir
  • Kocaeli
  • Konya
  • Kütahya
  • Malatya
  • Manisa
  • Kahramanmaraş
  • Mardin
  • Muğla
  • Muş
  • Nevşehir
  • Niğde
  • Ordu
  • Rize
  • Sakarya
  • Samsun
  • Siirt
  • Sinop
  • Sivas
  • Tekirdağ
  • Tokat
  • Trabzon
  • Tunceli
  • Şanlıurfa
  • Uşak
  • Van
  • Yozgat
  • Zonguldak
  • Aksaray
  • Bayburt
  • Karaman
  • Kırıkkale
  • Batman
  • Şırnak
  • Bartın
  • Ardahan
  • Iğdır
  • Yalova
  • Karabük
  • Kilis
  • Osmaniye
  • Düzce
a

Binlerce Yıldır Yaşayan Modernlik: Alevilik!

Alevi inancı, yüzyılların ötesine uzanan kökleriyle bir halkın varoluşunu, düşünsel derinliğini ve insan-evren ilişkisini kucaklayan, modern dünyanın pek çok değerini yüzyıllar öncesinden içselleştirmiş bir öğretidir.

İnsanı merkeze alan bu inanç, aşkıncı bir felsefeden beslenirken, aynı zamanda hayatın pratiklerini, toplumsal ilişkileri, bireyin içsel yolculuğunu da kapsar. Yedi Ulu Ozan ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin mirası, Aleviliğin nasıl hem evrensel hem de çağdaş bir öğreti olduğunu anlamamızda rehberdir.

Alevi inancının özünde, “eline, beline, diline sahip ol” düsturu yatar. Bu ilke, bireyin ahlaki gelişimini, toplum içindeki duruşunu ve kendine olan saygısını ifade eder. Modern psikolojinin “kendini gerçekleştirme” (self-actualization) kavramıyla örtüşen bu öğreti, bireyin içsel potansiyeline ulaşmasını, özsaygı ve özdisiplin kazanmasını teşvik eder. Hacı Bektaş-ı Veli’nin “İncinsen de incitme” öğüdü, bugün şiddetin hüküm sürdüğü dünyamızda en modern ve en insani yaklaşım olarak karşımıza çıkar. Empati, toplumsal dayanışma ve sevgi üzerine kurulu bu felsefe, çağımızın ruh sağlığı ve sosyal ilişkiler konularındaki sorunlarına adeta ışık tutar.

Sosyolojik açıdan Alevilik, “birlikte yaşama” (communitas) ve “ötekini kucaklama” anlayışıyla şekillenen bir kültürdür. Alevi cemleri, sosyal uyumu ve eşitliği simgeler. Cemde pirin, rehberin ve talibin bir araya gelmesi, hiyerarşiyi yıkar ve insanı insan yapan değerlerin ortak bir zeminde yeniden inşasını sağlar. “Rızalık Şehri” kavramı, toplumsal sözleşme ve uzlaşı kültürünün en yalın ifadesidir; bireyin kendisini ait hissettiği bir toplulukta, karşılıklı rızaya dayalı bir yaşamı sürdürmesi anlamına gelir. Bu, modern toplumların demokratik idealleriyle tamamen örtüşen bir düşüncedir.

Alevilik, kadına bakışıyla da modernliğin öncüsü olmuştur. Kadın ve erkeğin “eşit” olduğu, birlikte cem tuttuğu, ibadetin cinsiyet farkı gözetmeksizin gerçekleştirildiği bu inanç sistemi, patriyarkal yapıların ötesinde bir yaşam formu sunar. Hacı Bektaş-ı Veli’nin “Kadınlar okumalı, kadınlar öğrenmeli” söylemi, günümüzün toplumsal cinsiyet eşitliği mücadelesine 700 yıl öncesinden yapılmış bir çağrıdır. Bu, aslında kadının sadece toplumsal yaşamdaki varlığını değil, ruhsal ve entelektüel özgürlüğünü de yücelten bir anlayıştır.

Felsefi boyutta Alevilik, insanın kâmil olma sürecini vurgular. “İnsan-ı Kâmil” kavramı, varoluşçu düşüncenin “kendini gerçekleştirme” ve “otantik yaşama” kavramlarına paraleldir. Kamil insan, kendi içsel yolculuğunu tamamlamış, varoluşun anlamını idrak etmiş kişidir. Bu yolculuk, sadece bireysel bir arayış değil, aynı zamanda toplumsal bir dönüşümü de beraberinde getirir. Varlığın birliği (vahdet-i vücut) ve “Her ne ararsan kendinde ara” deyişi, insanın kendisiyle ve evrenle kurduğu derin bağın ifadesidir. Bu bağlamda Alevilik, mistik bir yolculuğu anlatırken aynı zamanda insanın evrensel hakikatlere ulaşma sürecini de tanımlar.

“Semah”, bir başka deyişle Alevi inancının dansı, ruhun bedenden bağımsızlaşmasını, varlığın kendi özüyle birleşmesini sembolize eder. Modern anlamda psikoloji ve beden terapileri, bu tarz ritüellerin insanın ruhsal sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini kabul eder. Semah, bireyin kendisiyle, doğayla ve evrenle kurduğu derin bağlantıyı ifade ederken, insanın toplumsal bir varlık olarak kendini aşma çabasını da görünür kılar.

İnancın temelinde yatan “hakikat” arayışı, bilimsel ve entelektüel merakı yüceltir. Alevi ozanlarının şiirlerinde görülen sorgulayıcı ve eleştirel tavır, modern düşüncenin “şüphecilik” (skepticism) ve “eleştirel düşünce” (critical thinking) kavramlarıyla doğrudan ilişkilidir. Pir Sultan Abdal’ın, Hatayi’nin, Virani’nin dizeleri, bir yandan aşkı, adaleti ve sevgiyi işlerken diğer yandan otoriteyi, zulmü ve adaletsizliği sorgular. Bu, Aleviliğin statükoya boyun eğmeyen, özgür düşünceyi savunan bir duruş sergilediğini gösterir.

Aleviliğin “bir lokma, bir hırka” anlayışı, tüketim kültürüne ve kapitalizmin yarattığı doyumsuzluk hissine meydan okur. Bu öğreti, modern dünyanın savurganlık ve aşırı tüketime dayalı yaşam biçimine alternatif bir değerler sistemi sunar. “Paylaşmak”, “rızkı bölüşmek” ve “birlikte var olmak” gibi kavramlar, günümüzün sosyal ve ekonomik adalet arayışlarına bir cevap niteliğindedir.

Son olarak, Alevi inancının “yol bir, sürek bin bir” ilkesi, modernliğin en önemli bileşenlerinden biri olan çoğulculuğu ve hoşgörüyü ifade eder. Bu öğreti, farklı inançların, düşüncelerin ve yaşam biçimlerinin bir arada var olabileceği, her bireyin kendi hakikat yolculuğunda özgürce ilerleyebileceği bir dünya tahayyül eder.

Özetle, Alevi inancı, tarihin derinliklerinden süzülerek gelen, ancak köklerini modern dünyanın felsefi, psikolojik ve sosyolojik değerleriyle bütünleştirebilen bir yaşam biçimidir. Yedi Ulu Ozan’ın ve Hacı Bektaş-ı Veli’nin öğretileri, sadece bir inanç sisteminin değil, insanın özünü, evrendeki yerini ve toplumsal varoluşunu anlamlandıran bir medeniyetin manifestosudur. Alevilik, “gönüller bir olsun” diyerek yola çıkanların, sevgiyi, bilgiyi ve adaleti baş tacı edenlerin inancıdır. Bu inanç, modern dünyanın ötekileştiren, ayrıştıran ve yalnızlaştıran yapısına karşı, insanı insanla, insanı doğayla ve insanı hakikatle buluşturan evrensel bir çağrıdır.

Örnek Bir Alevi Bektaşı Duası

Bismişah Allah Allah, Ya Ali Medet! 

Ya Allah, Ya Muhammed, Ya Ali! Pirimizin nuruyla, 12 İmamların aşkıyla dolalım, kalbimiz imanla parlasın. İmam Hasan’ın sevgisi, İmam Hüseyin’in cesareti, Hazreti Ali’nin adaleti içimizde büyüsün, yolumuzu aydınlatsın. Muhammed Mustafa’nın ahlakıyla süslenelim, sevginin kudretiyle güçlenelim. Yaratan’ın izniyle, gönlümüzün kapıları sevgiye, barışa ve birliğe açılsın, her anımız erenlerin himmetiyle güzelleşsin. Aşk ile ya Allah, ya Muhammed, ya Ali! Tanrı’nın nuru üzerimizde daim olsun!

YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Gönderdiğiniz yorum moderasyon ekibi tarafından incelendikten sonra yayınlanacaktır.

HIZLI YORUM YAP