12 Eylül Askeri Darbesi: Alevi Gençlerine Yönelik Kıyım ve Faşist Baskı

Amerika’nın uşaklığında 12 Eylül askeri darbesi ve sol görüşün kaldırılması projesi!

Türkiye'nin siyasi tarihinde derin izler bırakan 12 Eylül 1980 askeri darbesi, yalnızca demokrasinin askıya alınmasıyla değil, aynı zamanda toplumun belirli kesimlerine yönelik baskı ve kıyımlarla da anılır. 12 Eylül rejimi, ülkenin dört bir yanını saran faşist uygulamalarıyla özellikle sol görüşlü, devrimci gençler üzerinde yoğun bir terör estirmiştir. Bu süreçte Alevi gençler de darbeyle gelen kanlı baskının hedefi olmuş, çok sayıda insan işkencelerle katledilmiş ve insanlık dışı muamelelere maruz kalmıştır.

Darbe öncesinde sağ-sol çatışmaları ve artan toplumsal kutuplaşma, özellikle sol görüşlü Alevi gençlerin aktif olarak katıldığı devrimci hareketleri hedef tahtasına koymuştu. Darbe sonrasında ise bu gençler, askeri yönetim tarafından adeta bir tehdit olarak görülerek baskının odağına yerleştirildi. 12 Eylül cuntasının en bilinen lideri Kenan Evren, darbenin hemen ardından topluma "bir sağdan, bir soldan asıyoruz" gibi açıklamalarla askeri yönetimin tarafsız olduğunu öne sürmeye çalışsa da, özellikle Alevi gençler bu süreçte orantısız bir şiddete maruz kaldı.

Alevi Gençlerine Yönelik Kıyım ve İşkenceler

Darbenin ardından kurulan askeri mahkemelerde binlerce Alevi genci gözaltına alındı, işkencelerden geçirildi ve idamlarla yargısız infazlar gerçekleştirildi. Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerde devletin gözetiminde gözaltılar yapılırken, gençlerin çoğu faili meçhul cinayetlerle ortadan kaldırıldı. Cezaevlerinde sistematik işkencelerle yüz yüze kalan bu gençler, kimliklerinden dolayı da ayrımcılığa uğradılar. Alevi kimliğini sol ideolojilerle birleştiren devrimci gençler, hem siyasi duruşları hem de inançlarından dolayı hedef alındı.

Maraş ve Çorum Katliamlarının Etkileri: 12 Eylül’e Zemin Hazırlayan Şiddet

12 Eylül’e giden süreçte yaşanan Maraş (1978) ve Çorum (1980) katliamları, Alevilere yönelik sistematik saldırıların bir göstergesi olarak dikkat çekiyor. Bu katliamların ardından darbeye meşruiyet kazandırmak isteyen askeri cunta, bu şiddet olaylarını kontrol altına almak bahanesiyle darbenin kaçınılmaz olduğunu iddia etmişti. Ancak gerçekte, bu katliamlar Alevi gençlere yönelik baskıların ve kıyımların başlangıcı olarak görülebilir.

Darbe sonrasında cezaevlerinde kurulan işkence merkezleri, özellikle Diyarbakır Cezaevi gibi yerlerde yaşanan insanlık dışı uygulamalar, Alevi gençlerin karşılaştığı zulmün en ağır örneklerini ortaya koydu. Siyasi sebeplerle tutuklanan bu gençler, cezaevlerinde akıl almaz işkencelere maruz kaldı; birçok kişi sakat bırakıldı, intihara sürüklendi ya da katledildi.

Faşist Rejimin İdamları ve İnsan Hakları İhlalleri

Darbe sonrası idam edilenlerin önemli bir kısmı Alevi ve solcu gençlerden oluşuyordu. Belki de bu dönemin en sembolik isimlerinden biri, 17 yaşında idam edilen Erdal Eren’di. Eren’in idamı, askeri rejimin faşist yüzünü gözler önüne sererken, Alevi gençlere yönelik devlet eliyle yürütülen kıyımın bir yansımasıydı. İdam edilen diğer birçok devrimci genç gibi, Eren de adil yargılanma hakkından mahrum bırakılarak siyasi intikamın bir kurbanı olmuştu.

Kenan Evren ve darbenin diğer generalleri, yıllar boyunca işledikleri bu suçlarla yüzleşmedi. Darbe sırasında ve sonrasında işlenen insan hakları ihlalleri, cezasızlık kültürünü besledi. Alevi toplumunun bu dönemde yaşadığı acılar, Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde sık sık gündeme getirildi, ancak yeterince hesaplaşma yaşanmadı.

Tarihi Hafıza ve Süren Faşizim 

12 Eylül askeri darbesi, Türkiye'nin tarihindeki en karanlık sayfalardan biridir ve özellikle Alevi gençlere yönelik kıyım ve faşist baskılarla hatırlanır. Darbenin açtığı yaralar hala kapanmamış olup, o dönemin mağdurlarının acıları toplumsal hafızada derin izler bırakmıştır. Türkiye’nin demokratikleşme sürecinde, bu acılarla yüzleşmek ve geçmişin karanlık sayfalarını aydınlatmak hayati önem taşımaktadır. Alevi gençlerin darbe sürecinde maruz kaldığı şiddet, Türkiye’deki insan hakları ihlallerinin en çarpıcı örneklerinden biri olarak tarihe kazınmıştır.